İş sağlığı ve güvenliği kurallarına uyum çalışma hayatının en önemli ve vazgeçilemez unsurudur. Özellikle inşaat sektöründe yaşanan iş kazaları önemli bir sorun teşkil etmektedir.
Ülkemizde inşaat sektörünün en büyük sorunu iş kazaları ve meslek hastalıkları olarak kendini göstermektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu istatistiklerine göre inşaat sektörü en çok iş kazasının görüldüğü sektörler arasındadır. Keza ölümlü iş kazalarında da yine sektörümüz başta gelmektedir.
İş kazalarının manevi ve maddi boyutları büyüktür. Yaşanan iş kazalarının önlenebilmesi, kayıpların en aza indirilebilmesi ve sektördeki tüm tarafların bilinçlenmesini sağlamak amacıyla Avrupa Birliği uyum süreci çerçevesinde Avrupa müktesebatındaki iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 78’inci maddesine dayanılarak 2003 ve 2004 yıllarında yayımlanan yönetmeliklerle ülkemizin çalışma hayatına kazandırılmıştır. Söz konusu mevzuatlar, 20.06.2012 tarihli 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında güncellenmiştir.
Ülkemizin mevzuat açısından gerekli altyapısı bulunmaktadır. Ancak önemli olan iş sağlığı ve güvenliği politikaları oluşturularak, bu politikaların bütüncül bir şekilde topluma bildirilmesidir. İş sağlığı ve güvenliği kültürü alanında toplumsal farkındalığın oluşturulmasıdır.
İş sağlığı ve güvenliğinin önemi inşaat sektörü için farklılık arz etmektedir. Çünkü tüm dünyada iş kazaları en çok inşaat sektöründe yaşanmaktadır. Sektörün kendine özgü karmaşık yapısı bu sonucun temel nedenlerinden biridir. Çünkü inşaat; proje bazında yapılır. Proje riskleri, proje aşamaları, güvenlik sürecinin her seferinde yeniden yapılandırılmasını gerektirir.
Örneğin sadece baraj yapan bir firma dahi üstlendiği her yeni projede süreci yeniden kurgulamaktadır. Çünkü coğrafi ve jeolojik özellikler, teknik farklılıklar, üretim yönteminin değişikliği, al işveren kullanım zorunluluğu, firmaların çoğunun küçük ve orta ölçekli olması nedeniyle kazaların önlenmesi konusunda yeterli bilgi, deneyim ve kaynaklarının olmaması bu sonuca neden olmaktadır.
İş kazalarının önleme sorumluluğu öncelikle işverenlerdedir. İşverenler işyerlerinde tüm güvenlik önlemlerini alma işçilerini gerekli donanımları sağlama ve eğitimlerini vermekle yükümlüdür. Ancak iş güvenliğinde işçinin de kurallara uyum sağlaması bu bilinçle hareket etmesi kazaları önlemede kilit rol oynamaktadır.
İş güvenliği tedbirleri, maliyet unsuru gözetilmeksizin en yeni teknolojiler kullanılarak alınmalıdır.
Her gün gelişen teknoloji, insan hayatını güven içerisine alacak önlemler sunmaktadır. Öyleyse gelişen teknolojiden yararlanarak insan hayatını koruyacak tüm tedbirler alınmalıdır.
İNTES üyelerimiz İSG’ni firma kültürünün, temel değerleri arasına katmış firmalarımızdır. İNTES’in İSG’deki temel politikası devlet- işçi-işverenden oluşan sosyal taraflarla birlikte hareket ederek iş sağlığı ve güvenliğinde bilinç ve farkındalık oluşturulmasına katkı sağlamaktır.