İnşaat Sektöründe Teftiş Faaliyetleri Konferansı

İNTES Genel Sekreteri Ersoy, “Sıfır iş kazası ile çalışan işverenlere ödül verilmeli” dedi.

Çalışma Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı ile İNTES’in birlikte düzenledikleri “İnşaat Sektöründe Teftiş Faaliyetleri” konulu Çözüm Arama Konferansı 8 Nisan 2016 Cuma günü İstanbul’da Tekfen Towers’de yapıldı.

İNTES Genel Sekreteri Necati Ersoy, toplantının açılışında yaptığı konuşmayaİNTES Yönetim Kurulu Üyesi ve Tekfen Genel Müdürü Levent Kafkaslı’ya teşekkür ederek başladı.

Sektörde yaşanan iş kazalarından derin üzüntü duyduklarını, işyerlerinin daha güvenli hale getirmenin tek yolunun mesleki eğitim olduğunu kaydeden Ersoy şöyle konuştu:

“Maalesef pek çok işletmede halen iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri yeterince uygulanmamaktadır. Çünkü, ülkemizde iş güvenliği kültürü hala istenen seviyede değildir. Önemli olan önlemlerin uygulanabilirliği, sürekliliği ve mesleki eğitimidir. Hayati riskler olduğunda işin tamamen veya kısmen durdurulması isabetli bir karardır. Tüm bu olumsuzluklara rağmen işverenlerimiz arasında sıfır iş kazası ile çalışanlar da bulunmaktadır. Bu işverenlerimize teşvik için ödül verilmelidir.”

Toplantılarda Kayıt Dışı İstihdam konusunu da ele aldıklarını, kayıt dışılığın ekonomik ve

sosyal kalkınmaya darbe vurmak anlamı taşıdığını vurgulayan İNTES Genel Sekreteri, kayıt

dışılığın azaltılmasının fırsatı eşitliği bakımından önemli olduğunu söyledi. Ersoy şöyle

konuştu:

“Kayıt dışı yaklaşımlar fırsat eşitliğini de bozuyorlar. Bir nevi haksız rekabete yol açıyorlar.

Bize göre doğru yapılmış teftiş, kayıt dışılığı azaltacağı için aslında kayıt içindeki bizim

üyelerimiz gibi firmaların lehine işlemler oluşturuyor diye düşünüyoruz. Bu kayıt dışılıkla

mücadelenin Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan her vatandaşın da görevi olduğuna

inanıyoruz.”

Sektörde mesleki yeterlilik belgesinin bazı mesleklerde zorunlu hale geldiğini, bu konuda son

tarihin 26 Mayıs 2016 olduğunu hatırlatan Ersoy, bu zorunluluğu bilen işverenlerin konuyla

ilgili önlemlerini aldığını söyledi. Ersoy şöyle konuştu:

“Tekfen’in işçileri İNTES’in belgelendirme kuruluşu TÜRKİYE MYM’de mesleki yeterlilik

belgelerini almaktalar.  Tekfen’in yöneticileri Levent Kafkaslı, Erhan Hersek ve değerli

çalışma arkadaşlarının çabaları her türlü övgüye değerdir. Tekfen’in bugüne kadar

üstlendiği tüm projelerde hedefi sıfır iş kazasıdır. İş Sağlığı ve Güvenliği alanında çok sayıda

projeye destek vermiştir.”

26 Mayıs 2016 tarihinden sonra sektörde 17 meslekte mesleki yeterlilik belgesi olmayan işçi çalıştırılamayacağını belirten Ersoy,“Sistemde ceza da, teşvik de var. Devletimiz sınav ve belgelendirme ücretlerini karşılıyor. Çalışanlarınıza mesleki yeterlilik belgesi aldırmanızı öneriyoruz. İş müfettişlerimiz bu konuda işverenlerimizi sıkı denetimlere tabi tutacaklardır. Mesleki yeterlilik belgesi sahibi olmayan işçileri çalıştıran işverenlerimize idari para cezası uygulanacaktır” dedi.

Açılış konuşmasının ardından Tekfen İnşaat A.Ş. insan kaynakları Eğitim ve İdari İşler Genel Müdür Yardımcısı yönetiminde panel bölümü gerçekleştir. Hersek konukları Tekfen Tower’da ağırlamaktan büyük mutluluk duyduklarını belirterek konukları için katılımcılara teşekkür etti.

İnsan odaklı anlayış ön planda

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Semih Özçakır  ise toplantıda yaptığı konuşmada, temel stratejilerinin  çalışma şartlarının ve ortamının iyileştirilmesine katkı sağlayacak teftişleri planlamak ve uygulamak olduğunu söyledi.  İş müfettişlerinin teftişlerini insan odaklı, risk esaslı ve önleyici olmaya ağırlık veren bir anlayışla sürdürdüğünü belirten Özçakır şöyle konuştu:

“Teftiş programları, risklerin yoğun olduğu, iş kazaları ve meslek hastalıklarının diğer sektörlere göre fazla görüldüğü, iş ilişkilerinde sorunların yoğun olarak yaşandığı sektörlere öncelik vermek suretiyle planlanmakta ve uygulanmaktadır. Teftişlerimiz “Önlemek ödemekten daha ucuz ve insanidir” ifadesinden hareketle, çalışma barışının sağlanması amacıyla yapılmaktadır. Başkanlığımız yıl içinde yürüteceği iş teftiş faaliyetlerini programlı teftişler ve incelemelerden oluşan program dışı teftişler olmak üzere planlamaktadır. Programlı teftişler tepkisel yani doğrudan cezalandırmaya yönelik olan klasik teftiş anlayışı dışında, risk alan veya sektör esaslı yapılan ilgili tüm sosyal tarafların katılımını amaçlayan, bilgilendirme ve farkındalık oluşturmaya ağırlık veren, çözüm odaklı önleyici teftişlerdir.”

Özçakır, teftişlerde noksanlık ve aykırılıklar tespit edilmesi hâlinde doğrudan idari para cezası uygulanması yerine, işverenlerin tespit edilen noksanlık ve aykırılıkları uygun sürede giderebileceğini belirtmesi ve müfettişin de süre talebini uygun görmesi sonucu süre verilmesi yaklaşımı izlediklerini belirtti.

Özçakır, faaliyetler hakkında bilgi verirken de şöyle konuştu:

“2015 yılında yürütülen teftiş faaliyetlerinin yanı sıra, farkındalık oluşturma ve bilgilendirme faaliyetleri kapsamında işçi, işveren ve sosyal tarafların katılımıyla toplam 66 toplantı yapılmış, 7 adet sonuç raporu yayın hâline getirilmiştir. 2016 yılında ise tüm Türkiye çapında işin yürütümü yönünden 5 sektörde, iş sağlığı ve güvenliği yönünden 8 sektörde, işin yürütümü ile iş sağlığı ve güvenliği yönünden ortak olarak da 2 sektörde teftişler planlanmıştır. Başkanlığımızca yalnızca 2015 yılında yapı sektöründe işin yürütümü yönünden programlı ve program dışı olmak üzere 775 teftiş yapılmış, iş sağlığı ve güvenliği yönünden ise programlı ve program dışı yapılan toplam 7.057 teftiş neticesinde 1.985 iş yerinde işin durdurulması kararının uygulanması; sektörün iş sağlığı ve güvenliği yaklaşımındaki vahametini açıkça ortaya koymaktadır.”

İş teftişinde iki temel yaklaşım

İş Müfettişi Osman Nejat Güneri ise yaptığı konuşmada, iş teftiş yaklaşımlarında izledikleri yöntemler hakkında bilgi verdi. Güneri, şöyle konuştu:

“Bunun için iki temel yaklaşımımız mevcut. Tepkisel, reaktif yaklaşım; öteki de önleyici proaktif yaklaşım.  Başkanlığımız teftiş yaklaşımını tepkisel denetimlerden ziyade, önleyici denetimlere ağırlık verecek şekilde değiştirmiştir. Bu yaklaşımlarda bizim için önemli olan, önceliklerin belirlenmesi, teftişlerin planlanması, programlanması ve uygulanması, bilinç artırma faaliyetleri, kampanyalar ve eğitimlerin yürütülmesi. İşte şu anda burada bulunmamızın sebeplerinden bir tanesi de bu, bilinç artırma faaliyetleri bir eğitim faaliyetidir.”

Güneri, programlı teftişler ve incelemelerden oluşan program dışı teftişler olmak üzere, genel çalışma planlarının iki bölümden oluştuğunu, genel çalışma planının, ağırlıklı olarak programlı teftişlere esas olarak düzenlendiğini belirtti. Güneri, Büyük ölçekli inşaat projelerinde çalışma koşullarının iyileştirilmesi programlı teftişi kapsamında inşaat sektöründe grup başkanlıklarınca 16 ilde 508 iş yerinde teftiş yapıldığını, teftişler neticesinde tespit edilen ve mevzuata aykırılıkların giderilmesi için işveren ve işveren vekillerine süre tanınarak teftişlere ara verilmiştir.”

İş kazaları

İş Müfettişi Ahmet Serdar Akın ise konuşmasında teftiş istatistiği vererek, inşaat sektöründe teftiş politikaları ve teftiş modellerini anlatarak 2016 yılı teftişlerinde başkanlığın çalışacağı  konulara değindi.

inşaat sektöründe iş kazaları açısından ciddi bir ağırlığı bulunan yüksekten düşme konusu üzerinde titizlikle durduklarını söyleyerek ölümlü iş kazalarının nedenlerinde, 1. sırada yüksekten düşmeler olduğunu daha sonra %14’le makine, %11’le malzeme düşmesi, elektrik ve diğer nedenler olduğunu belirtti.

Akın şöyle konuştu:

“2015 yılı yapı iş yerlerindeki teftişlerde teftiş konularımız: Yüksekte çalışma, iş ekipmanlarının kullanımından kaynaklı tehlikeler, elektrik çarpma riskleri, malzeme düşmesi, yangın, parlama ve patlama, kazı çalışmaları idi. 2016’da yapacağımız çalışmalarda demin saydıklarına ilave olarak, İSG organizasyonu ve risk değerlendirmesi konularına da bakacağız. 2009’dan beri önlemeye çalıştığımız bir risk: Yüksekten düşme. Genel esaslarına bakarsak, toplu korunma önlemlerine öncelik verilmeli, toplu korunma tedbirlerinin düşme riskini tamamen ortadan kaldıramadığı ya da uygulanmasının mümkün olmadığı durumlarda ya da daha büyük tehlike doğurabileceği durumlarda kişisel koruyucu yöntemlere başvurulması gerekiyor.”

Konferans soru cevap bölümünün ardından sona erdi..