İNTES Başkanı Koloğlu, borulu sulamadaki sorunların çözümü için

Eroğlu’ndan destek istedi.

Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Eroğlu, “HES’ler elektriğin sigortasıdır” dedi.

Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikasının “Su ve Yatırımlar” konulu 173. Geleneksel toplantısı 21 Nisan 2016 Perşembe günü Sheraton Otel’de yapıldı. Toplantının onur konuğu ve konuşmacısı Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr.Veysel Eroğlu oldu.

İNTES Başkanı Celal Koloğlu, toplantının açılışında yaptığı konuşmaya, ev sahipliğini yapan Gülermak İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Güleryüz’e teşekkür ederek başladı.

“Suyun ikamesi olmayan tek varlık olduğunu” belirten Koloğlu şunları söyledi:

“Sayın Bakanımız hayatını suya vakfetmiştir. Medeniyetler suyla başlamaktadır. Suyun güvence altına alınması devletler için temel hedeftir. Ülkemiz de maalesef su zengini değildir. Nüfusumuz artıkça kişi başına düşen su miktarı da azalmaktadır. Sayın Bakanımız bu konunun önemini sürekli vurgulamaktadır. Dolayısıyla suyumuzu bilinçli ve tasarruflu kullanmak zorundayız. Hepimiz biliyoruz dünyada suyun sadece %2,5’u tatlı sudur. Gelecek nesillere sağlıklı ve yeterli su bırakmalıyız.”

Büyüme yeterli değil

Türk ekonomisinin 2015 yılında ekonomimiz yüzde 4 oranında büyüdüğünü kaydeden İNTES Başkanı Koloğlu, “Bu oran önemlidir, değerlidir ancak yeterli değildir. Dünya ekonomisi hala bir durgunluk içerisindedir. Petrol ihracat eden ülkelerin gelirleri azalmıştır. Bölge coğrafyalarda jeopolitik riskler artmıştır. Bu ortamda yüzde 4’lük büyüme oranı büyük başarıdır. Temiz suya erişim  ve doğru kullanımı kalkınmış olmanın göstergesidir.O zaman suya ilişkin yatırımları artırmalıyız.”dedi.

İşletmeye alınan baraj ve göletlerin ülke için hayati yatırımlar olduğunu ve Türk inşaat sanayinin gelişiminde barajlar ve sulama projeleri büyük rol oynadığını belirten Koloğlu şöyle devam etti:

“Cumhuriyetin başlangıcından bu yana barajlar inşa ediyoruz. Bu projeler yetişmiş insan gücü ve bilgi birikimimizi artırmıştır. Türk müteahhitlik, Türk mühendislik ve Türk işçilik eserleridir.

Enerji konusu da kritik öneme sahiptir. Dünyada 1,2 milyar insanın elektrik kaynaklarına erişimi olmadığı belirtilmektedir. Suyun potansiyel enerjisinden faydalanmalıyız. Su, yenilenebilir enerji kaynaklarının en önemlilerindendir. Bu yatırımlar yüz yıl ve daha fazla ömre sahip projelerdir. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüz olağan üstü çalışmalar gerçekleştirmektedir. Hedefimiz 2023 yılında tüm su potansiyelinin devreye alınmasıdır. Planlaması doğru yapıldığında HES’ler en önemli enerji kaynağıdır.

Enerji ithalatı dış ticaretin açığını büyütmektedir. Bu nedenle enerji üretimi içerisinde yerli enerji kaynaklarının payını artırmalıyız. Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretimi geliştirmeliyiz. Bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum Biz yerli kaynaklar açısından şanslı bir ülkeyiz. Bir başka önemli kaynağımız da Yerli Kömürdür. Yerli kömür kaynakları üretimi ile olan yatırımlar tamamen Türk firmalarımızca gerçekleştirilmektedir. Kömür üretiminden, santrallerin işletilmesine, tedarikçilere kadar çalışanlar hep Türk işçisidirler. İşlerin devam edebilmesi için yerli kömür ve yerli kömürden elektrik üretimi teşvik edilmelidir. Böylece, bir taraftan yerli kaynaklarımızın kullanım ekonomiye katkı sağlayacaktır. Diğer taraftan yeni istihdam sahaları açılacaktır.”

Borulu sulamada sorunlar

Sulama kanalları tarımsal alanların gelişmesine katkı sağladığını, bölge halkına istihdam olanaklarını geliştirerek ekonomik fayda sunduğunu kaydeden Koloğlu, şöyle konuştu:

“Suyun yaydığı dalgalar hızla büyüyebilmektedir. Öyleyse, tarımda su tasarrufu önem kazanmaktadır.  Bu nedenle su kayıpları minimize edilecek sistemler geliştirilmelidir.  Son yıllarda kamu yatırımları hızla hayata geçirilmektedir. Kamu ve özel sektör el ele verdik. Alt ve üst yapıda önemli yatırımlar gerçekleştiriyoruz. HES’lerde kamu özel sektör işbirliği projelerinin güzel örneklerini gördük. Bu projeler özel sektörün önünü açmaktadır. Projeler,hızla ve istenen kalitede ülkemiz hizmetine sunulmaktadır.

Sayın Bakanım, sizin ve İdarelerimizin talimatları ile projeleri hızla tamamlamak üzere var gücümüzle çalışıyoruz. Ancak, bazı durumlarda işleri zamanında bitiremiyoruz. Son dönemde borulu sulama taahhütlerinin tamamlanmasında sorunlar yaşanmaktadır. Sulama işlerinde boru imalat taahhütleri dövize bağlı olarak gerçekleştirilmektedir. Yüksek bilgileriniz dahilinde olduğu üzere, döviz kurlarında yüksek oranlı artışlar yaşanmıştır. Bu artışlardan dolayı yüklenici firmalarımız olumsuz etkilenmektedir. Boru tedarikinde ve işin tamamlanmasında zorluklar yaşamaktadırlar. Hatta yüksek maliyetlerden dolayı taahhütlerini yerine getiremez duruma gelmektedirler.  Kur artışları yüklenicilerimizin öngöremediği bir durumdur. Hepimiz hatırlıyoruz. Temmuz 2013 tarihinden itibaren Amerikan dolarında hızlı ve ani bir yükseliş olmuştur. Bu nedenle yapım malzemeleri ve imalat girdilerinde ciddi fiyat artışları meydana gelmiştir. 2003 Temmuz ayında 1 Dolar=1.77 TL iken, Eylül 2015 döneminde ise 1 dolar=3.00 TL’ye yükselmiştir.  Artış yaklaşık 70 civarında olmuştur.Taahhütlerimizde bazı sözleşmelerde fiyat farkları TEFE –TÜFE endeksleri bazında karşılanmaktadır. Temmuz 2013 ile Eylül 2015 tarihleri arasında enflasyon artış oranı yaklaşık yüzde 18 olarak gerçekleşmiştir. Bu durumda enflasyon oranı ile dolar artışı arasında yüzde 52’lik bir fark oluşmuştur. Takdir edersiniz ki, döviz kurlarındaki artış dünya konjonktürüne göre değişmektedir. Bu artışların tahmin edilebilmesi mümkün değildir. Döviz fiyatları TEFE-TÜFE endekslerinin üç, dört katı kadar artmıştır. Döviz kurlarında yaşanan  artışlar nedeniyle oluşan maliyetlere, yüklenicilerin katlanması mümkün değildir.

Konuyu çeşitli zamanlarda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüz ile paylaştık. Fiyat farklarından kaynaklanan sorunumuzu aktardık. Biz işlerimizi devam ettirmek istiyoruz. Amacımız işleri zamanında ve istenen kalitede tamamlamaktır. İşlerin durdurulması milli ekonomimiz için kayıptır. Bunun için İnşaat Sanayicilerimizin mağduriyetlerinin giderilmesi önemlidir.

Üyelerimizin görüşleri ile önerilerimizi aktarmak istiyorum. 01 Temmuz 2013 tarihi esas alınmak üzere; Sözleşme tarihlerine göre geriye doğru boru imalatlı sulamalardaki malzeme fiyat farkı hesaplanmalıdır. Varsa verilen normal fiyat farkları düşülerek kalan tutarın ödenmesi gerekmektedir. Bu tutardaki fiyat farkıyla iş bitirecek olanlar bitirmeli, kalanlara ise tasfiye hakkı verilmelidir. Zira, fiyat farkı kararnamesinin ruhu da budur. Artık Türkiye’nin boşa geçirecek zamanı yoktur. Sayın bakanım üyelerimizin mağduriyetlerinin giderilmesi için katkı vereceğinizi umuyoruz. İşçiye, esnafa ve yatırımcıya daha fazla zarar vermeden bir hal çaresini bulma konusunu takdir ve tensiplerinize arz ediyoruz.”

İNTES Ormanı Önerisi

Orman ve Su İşleri Bakanlığının çevreye ve yeşile verdiği önemi bildiklerini, erozyonla mücadele edildiğini, Ağaçlandırma ve Erozyonu Önleme Kampanyası başlatıldığını belirten Koloğlu, “ Sayın Bakanım, Türkiye’nin dört bir yanında ağaçlandırma çalışması yürütüyorsunuz. Tüm kurum ve kuruluşların kampanyaya destek olması için teşvik ediyorsunuz. Sendikamıza da bu konuda talimat verdiniz.2010 yılından beri toplantılarımızda plâket vermiyoruz. Aslında ufak bir katkımız oluyor.  Ama, bizim gibi tüm kurumların küçük katkıları zamanla ormanlara dönüşecek. Sertifikalarımızı imzalıyorsunuz. Gösterdiğiniz nezaket için teşekkür ederiz. Bugüne kadar 2734 fidan değerinde bağışta bulunmuşuz.  Orman ve Genel Müdürlüğümüzün temsilcileri de buradalar. Bu fidanlarla özel bir alanda İNTES ormanı olsun isteriz. Desteğinize ihtiyacımız vardır.”dedi.

Kaynakları bilinçli tüketmek ve bireysel olarak suyu tasarruflu kullanmak gerektiğini vurgulayan Koloğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Çevreye özen göstermeliyiz. Su kaynaklarımızı hem miktar hem de kalite olarak korumayı görev bilmeliyiz. Sularımızın verimli kullanımını başarmak zorundayız. Daha güzel bir dünyada yaşamak hepimizin isteğidir. Bu vesileyle, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı da içtenlikle kutluyorum.  Nice geleneksel toplantılarda buluşmak amacıyla katılımınız için tekrar teşekkür ediyorum.”

Bakan Eroğlu’nun konuşması

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, İNTES’in çalışmalarını takdirle karşıladığını belirterek konuşmasına başladı, “İNTES Ormanı kurulacak. Hayırlı olsun” dedi.

1994 yılında İstanbul Teknik Üniversitesinde kürsü başkanı iken o zaman İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın İSKİ’nin yönetimine destek vermesi ve “Haliç’in temizlenmesi” için daveti üzerine, Üniversiteden bir yıl izin alarak bu işe giriştiğini anlatan Bakan Eroğlu, şöyle konuştu:

“İSKİ’de su kesintisi olmayacak diye ilan ettim. Sonra Haliç’e başladık. ‘Haliç kurtulamaz’ diye raporlar vardı. Bir taş ocağına çamurları suyla çekerek başladık. İki kademeli pompayla bastık. Filtre ettik. Çamurlar eski taş ocağına atıldı. O sistemi kuran bugünkü toplantının ev sahipliğini yapan Gülermak’tı. Kendilerine teşekkür ediyorum. Gülermak’ın Polonya’da inşa ettiği metro da örnek bir projedir. Gülermak İnşaat’a ev sahipliği için de teşekkür ediyorum.”

 HES’ler elektriğin sigortasıdır

Daha önce ülkede toplanan verginin yüzde 86’sının faize gittiğini, şu anda bu oranın yüzde 14’e düştüğünü hatırlatan Eroğlu, aradaki farkın yatırımlarda kullanıldığını söyledi. Eroğlu, yüzde 4’lük büyümenin yetersiz olduğunu, büyümeyi yüzde 7’ye çekmek gerektiğini kaydetti.

HES’leri “Türkiye’de elektriğin sigortası” diye tanımlayan ve geçmişte hidroelektrik santrallerle alakalı çok ciddi adımların atılamadığını ifade eden Eroğlu şöyle konuştu:

“Hidroelektrik santraller bütün dünyada teşvik ediliyor, tamamen temiz. Üstelik diğer santraller gibi karbondioksit salınımı olmayan, temiz enerji kaynağı. Tabiatı tahrip etmiyor, dereleri kurutmuyor, bilhassa yaz aylarında derelere can suyu veriyor. HES’ler Türkiye’de elektriğin sigortasıdır. Baraj ve hidroelektrik santralleri yapmaya devam edeceğiz.”

Bakan Eroğlu, Türk inşaat sektörünün başarılarından gurur duyduğunu, Türk müteahhitlerin inşa ettiği yapıların yıllarca sağlam bir şekilde varlığını koruduğunu da belirtti.

Bakanlığın su yatırımları yaptığını ve Türkiye Su Enstitüsü ile Su Yönetimi Genel Müdürlüğünün kurulduğunu vurgulayan Eroğlu, Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığını vurguladı. Eroğlu, “Türkiye’de suyun tek elden ve akıllı bir şekilde yürütülmesi gerekir, aksi takdirde Türkiye susuz kalır. Nitekim geçmişte Türkiye çok susuzluk, kuraklık yaşadı.” ifadesini kullandı.

Baraj ve göletlerin önemine dikkati çeken Eroğlu, şöyle devam etti:

“Türkiye’de barajların ve göletlerin yapılması bir zarurettir. Müteahhitlerine teşekkür ediyorum, şu anda Türkiye’nin en yüksek, dünyanın sayılı barajlarını yapıyorlar. Yabancı yatırımcıya ihtiyaç yok. Bazıları barajlara karşı çıkıyor, bu fevkalade yanlıştır. Türkiye’de yağışlar zamanla değişiyor, mevsimlere ve bölgelere göre değişiyor. Biz bu yüzden baraj ve biriktirme yapılarını yapıyoruz. 320 baraj inşa ettik, binden fazla gölet inşa ettik. ”

Eroğlu, Türkiye’nin birçok ilinde yaşanan su sıkıntısını çözdüklerine işaret ederek, “2019 yılı sonuna kadar bin 71 baraj, gölet ve sulama tesisini bitirmek için hepimiz ant içtik, söz verdik.” dedi.

Bakanlığın, Türkiye’de, 81 ille ilgili içme suyu eylem planı hazırladığını aktaran Eroğlu, su sıkıntısı yaşanan 76 ildeki su sıkıntısını çözdüklerini bildirdi.

Fiyat artışları için üç çözüm yolu

Bakan Eroğlu, İNTES Başkanı Celal Koloğlu’nun konuşmasında değindiği döviz kurlarındaki artışlar nedeniyle oluşan maliyetlere ilişkin de şunları söyledi:

“Son zamanlarda gerek demirdeki gerek dövize bağlı olarak boru fiyatlarındaki artış için yapılacak üç çözüm var. Bana göre en uygun olanı fiyat farklarını çıkarmak ama tabii bazı kurumlar buna itiraz ediyor. İkincisi tasfiye kararnamesi, üçüncüsü de acaba boruları idare verip, boruların döşenmesi yani ferşiyat diyoruz, ferşiyatını müteahhitler yapabilir mi? Böyle bir çözüm için de çalışacaklar, ama benim tercihim fiyat farklarının belirlenmesi, o olmazsa tasfiye kararnamesinin çıkarılması olabilir. Bununla ilgili arkadaşlar hazırlık yapıyor, bu konuyu Bakanlar Kurulunda gündeme getireceğim.”

Eroğlu, sulama sistemlerinin önemine de değinerek, eskiden açık sistem sulamanın kullanıldığını, şimdi ise kapalı sistem sulamaya geçildiğinin bilgisini verdi.

Dere ıslahlarına önem verdiklerini de belirten Eroğlu, derelerin estetik görünümüne dikkat ettiklerini, şehir içinde bir “gerdanlık” şeklinde olması için çalışmalar yürüttüklerini aktardı.

İnşa edilen barajlara ilişkin de bilgi veren Eroğlu, 2019 yılı sonuna kadar Türkiye’nin baraj ve gölet problemi kalmayacağını kaydetti.

Doğa turizmi eylem planı

Uzun yıllar boyunca 70 milyon fidan üretilirken Orman ve Su İşleri Bakanlığının 333 milyon fidan ürettiğini, 2008 yılında başlattıkları ağaçlandırma seferberliği kapsamında toplam 2 milyar fidanı toprakla buluşturduklarını kaydeden Eroğlu, “ Devlet ormanlarından millet ormanlarına geçtik” dedi. Bakan Eroğlu, doğa ve yayla turizmini geliştirmek istediklerini belirtti, doğa turizmini geliştirmek amacıyla bir eylem planı hazırladıklarını da açıkladı..