İNTES’in Kamu İhale Kanunu toplantı serilerinin ilki mevzuat değişiklikleri konusunda oldu

İNTES 2017 yılında Kamu İhale Kanunu’na ilişkin sektörün önem verdiği hususları konunun paydaşları olan Kamu İhale Kurumu ve Yatırımcı Kuruluşlar ile görüşmek, kamu yararına uygun çözümler üretecek ortak paydada buluşmak amacıyla toplantı serileri başlattı.

Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası tarafından düzenlenen Çözüm Arama Konferansı’nın Elli Üçüncüsü 04 Mayıs 2017 Perşembe günü Ankara’da Sheraton Otel’de düzenlendi

4734 sayılı “Kamu İhale Kanunu Çerçevesinde Mevzuat Değişiklikleri ve Uygulamada Yaşanan Sorunlar” konusunda düzenlenen toplantıya Kamu İhale Kurumu Temsilcileri, Devlet Su İşler Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü, Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü, Alt Yapı Yatırımları Genel Müdürlüğü bürokratları katılırken, İNTES üyesi firmaların yöneticileri, hukuk ve ihale birimi uzmanları ve özel sektör temsilcileri, hukuk uzmanları katıldılar.

Toplantının açılışı İNTES Başkanı Celal Koloğlu tarafından yapılırken, Kamu İhale Kurumu Başkanı ve yatırımcı kuruluşların genel müdürleri de konuya ilişkin mesajlarını, görüş ve önerilerini sektör temsilcilerine aktardılar.

Başkan Koloğlu sektörün anayasası olan Kamu İhale Kanunu’nun değişiklikleri uygulamalarına yönelik hükümler ve uygulamada karşılaştığı sorunlar hakkında sektör için önemli mesajları aktaran bir sunuş konuşması gerçekleştirdi.

Koloğlu Kurul üyeleri ile İNTES’in olumlu diyalog içerisinde olmasına dair vurgu yaparak Başkanımız Hamdi Güleç ve Kurul üyelerimizin son derece duyarlı yaklaştıklarını, her fırsatta görüş aldıklarını ifade etti.

Başkan Koloğlu yapım işlerinin kamu alımlarındaki önemli bir yeri bulunması nedeniyle yapım işlerinin doğru bir şekilde ihale edilerek kaliteli bir şekilde de tamamlanması gerektiğini ifade ederek sorunlarımızın çözümünün kamu projelerinin zamanında ve kaliteli olarak gerçekleştirilmesini temin edeceğini ifade etti.

Koloğlu İNTES üyelerince belirtilen en önemli sorunların aşırı düşük teklifler, sınır değer tespiti, iş denetleme ve yönetme belgeleri, fiyat farkı uygulamaları, yurt dışından elde edilen iş deneyim belgeleri, ihalelerde itirazlar ve yargı süreleri nedeniyle gecikmeler olduğunu bu konuların Konferansın ana konuları olacağına vurgu yaptı.

Koloğlu fiyat farkına ilişkin görüşlerini de şu şekilde ifade etti: “Fiyat farkının geçmişe ve geleceğe dönük şekilde çözüme kavuşturulması, işlerin aynı zamanda ihale edildikten sonra zamanında ve eksiksiz tamamlanması için önemli bir konu olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim. İNTES’in çabaları ve talebiyle kurumumuzu bir çalışma yapmış ve Kanun metni Meclisimize gelmiştir. Hepimizin bildiği üzere Kanun’da fiyat farkı için çeşitli uygulama metotları bulunmaktadır ama idareler bunların en uygulanabilir olan olarak TEFE, TÜFE artışlarını seçerek uygulamaktadır. Hâlbuki bizim yaptığımız üst ve alt yapı işleri TEFE ile TÜFE ile ölçülemeyecek derecede artıyor ama buna karşılık TEFE, TÜFE fiyat farkı alındığında bazen tersine olabiliyor, bazen çok afaki farklar da olabiliyor. Tüm bu hususlar göz önüne alınarak nasıl bir çözüm bulunacağını tartışmamız gerekmektedir.

Koloğlu sözlerini ülkemizin en önemli kuruluşlarından Kamu İhale Kurumu ve en büyük yatırımcı kuruluşlarının genel müdürlerinin biraraya geldiğine vurgu yaparak Toplantıdan geleceğe yönelik önemli sonuçlar elde edileceğine ve sektör adına daha önemlisi ülkemiz adına ortak paydada çözümler bulunacağına dair temennileri ile konuşması son buldu.

DSİ Genel Müdürü Murat Acu “Yatırımlar hızlı ve kaliteli bir şekilde hizmete sunulmalı”

Toplantı Devlet Su İşleri Genel Müdürü Murat Acu’nun açış konuşması ile devam etti.

Acu konuşmasına yatırımcı kuruluşlar nezdinde uygulamadan kaynaklı sorunlar olduğunu ifade ederek başladı.

Kamu kaynaklarının etkin kullanımının ve yatırımların hızlı ve kaliteli bir şekilde hizmete sunulması gerektiğini ifade ederek bu yatırımlarının etkin, faydalı ve kaliteli, hızlı bir şekilde bir an önce yatırıma kazandırılmasının devlet olarak, fert olarak en büyük hedefimiz olduğuna vurgu yaptı.

Hem adil rekabet hem de kaliteyi sağlamanın önemine değinen Acu sözlerini şu şekilde devam etti.

“Projeleri düzgün yapılması ve projecilerin planlama aşamalarında ilk incelemelerin Kurum tarafından yapılması önemlidir çünkü ihaleyi alan planlamacılar taşeron kullanmakta ancak taşeronların ödemeleri doğru yapılamayınca sondajı yapacak, harita alımını yapacak kişiler değişmekte gelinen noktada projelerin süreçleri uzamaktadır. Acu, Projeler uzamasın hemen sonuçlansın diyoruz ancak uygulanabilir projeler çıkmıyor. Oysa baraj yapıları gibi hata yapıldığı takdirde geri dönüşü olmayan yapıların, yanlış yapılmaması gerekiyor.” dedi.

Denetimlerin de önemine değinen Acu borulu işlerde doğru denetimlerin ancak projenin gerçekleştirildiği yerde yapılması gerektiğini, fabrikalarda yapılan denetimlerden doğru sonuçlar alınamayacağı olasılığına vurgu yaparak bu nedenle Şartnamelerin değiştirildiğini, biraz daha zorlaştırıldığına vurgu yaptı.

Sektörün Fiyat Farkı konusu ile ilgili sorunlarını da bildiğini anlatan Acu, konuyu Başbakan Yardımcımız Nurettin Canikli, Maliye Bakanımız Naci Ağbal’a birebir anlatıldığını, yaşanan sorunların giderilmesi için İNTES ile diyalog halinde olunduğunu ifade etti. Ama gelinen noktada iş dövize dayandığı için mağduriyetler yaşandığını belirttiler. Bu konuyu da sahiplenmek ve çözüme kavuşturmak gerektiğini ifade eden Acu, şu anda ise işi tamamlayabilecek durumda olan müteahhitler ile yola devam ettiklerini ifade etti.

DSİ olarak başlatılan fiyat dışı unsur uygulamasının faydalı olduğunu vurgulayan Acu, Kamu İhale Kurumu ve Karayolları Genel Müdürlüğü ile yapılan istişare toplantılarının kurumlar arası diyalog açsısından son derece önemli olduğunu vurguladı.

DSİ olarak aşırı düşük teklif olmaması için kendi fiyatlarımızdan bir rayiç oluşturmamız gerekiyor diyen Acu, idarelerde mevcut olan fiyatlardan bir rayiç oluşturularak ihaleye çıkılmasının, aşırı düşük tekliflerin de önüne geçebileceğini ifade etti.

İhale sırasında yapılan manipülasyonlara değinen Acu, manipülasyonların sınır değere etki ettiğini ve bu nedenle sürecin uzadığını belirterek bu sorunu karşılıklı iyi niyetli olarak çözüme kavuşturmalıyız dedi.

Kamu İhale Kurumu kararlarının kesin karar olması gerektiğini vurgulayan Acu, kamu kaynağının etkin kullanımı ve yatırımların hızla tamamlanması adına uzayan dava süreçlerine çözüm getirilmesi bu konuda bir çalıştay yapılarak, konun tüm taraflarının bir araya geleceği bir platformda tartışarak ortak bir metin tasarlaması gerektiğini belirtti.

Karayolları Genel Müdürü İsmail Kartal “iş deneyimine yönelik sertifikasyon sisteminin kurulmasının büyük önem arz etmekte”

Sözlerine Karayolları Genel Müdürlüğü’nün çalışmalarına değinerek başlayan Kartal, Teşkilatlarının, kamu yararı gözeterek gerçekleştirilen çalışmanın önemli bir bölümünü yükleniciler vasıtasıyla yürütmekte olduklarını, son beş yılda Karayolları yatırım çalışmaları için 2017 yılı fiyatlarıyla yıllık ortalama 20 milyarın üzerinde bir harcama yapıldığını aktardı.

Merkez ve taşrada tüm ihalelerin tek elden yönetilmesi ve uzman kadroların oluşması için 2011 yılında daire başkanlığı ve taşrada başmühendislik seviyesinde yeniden yapılandırıldığını aktardı.

Teşkilat olarak 2016’da sözleşme bedeli 18,4 milyar TL olan 935 adet yapım ihalesi, yine 600 milyon TL’lik 101 adet danışmanlık ihalesi ve 680 milyon TL’lik 1.064 mal ve hizmet alımı ihalesi gerçekleştirildiğine ilişkin bilgi veren Kartal sözlerine şu şekilde devam etti. “Kurumumuzca sınır değer katsayısında değişikliğe gidilerek 1.20 olarak uygulanan katsayı Resmî Gazete’nin 4 Aralık 2015 tarihli nüshasında yer alan düzenleme ile altyapı işlerinde 1’e çekilmiştir. Böylece daha önce %55-60 civarında olan tenzilat ortalama %35’lere oturmuştur.

Bu yeni durumu oluşturan teklif bedellerinin ihale konusu işin sözleşme şartları ile fen ve sanat kaidelerine uygun olarak yapılmasına büyük katkı sağladığı düşünülmektedir. Ancak ihale süreçlerinin daha hızlı ve yapılabilir fiyat tekliflerinin oluşması bağlamında sınır değer altında kalan isteklilerin tekliflerinin sorgulanmaksızın değerlendirme dışı bırakılması gerektiği özellikle düşünülmektedir. Bu hususta mevzuat değişikliği Kamu İhale Kurumunca ivedi olarak değerlendirilmelidir. Bu durumda, yatırımlar hız kazanacak ve ülke enerjisinin itirazen şikâyet ile yargı süreçlerinde tüketilmesi söz konusu olmayacaktır. “

Sözleşmede bulunmayan yeni birim fiyat tespiti, teklif ekinde istenmesinden vazgeçildiği 2011 yılından bu yana idareler ile yükleniciler arasında tartışmalı bir konu olmaya halen devam edildiğini aktaran Kartal, İdarece merkez ve taşra teşkilatlarınca uygulama birlikteliği oluşması açısından yeni bir düzenleme yapılarak, yapılan sorunlar büyük oranda giderildiği açıklamasında bulundu.

Ülkemizde yaklaşık maliyetin kamu kurumlarınca belirlenen birim fiyatlara dayanılarak hazırlanmakta olduğunu İhale sürecinin daha şeffaf bir ortamda sürdürülebilmesi için yaklaşık maliyete ilanda ve dokümanda yer verilmesi gerektiğine vurgu yaparak “Yaklaşık maliyetin gizliliğin kaldırılarak olabilecek suistimallerin önüne geçilebileceği düşünülmektedir” dedi.

Şikâyetleri ortadan kaldıracak ve ihale sürecini kısaltacak isteklilerin iş deneyimine yönelik sertifikasyon sisteminin kurulmasının büyük önem arz etmekte olduğunu ifade eden Kartal “4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun Yapım İşlerinde Yüklenicilerin ve Alt Yüklenicilerin Sorumluluğu başlıklı 15. maddesinde, ihale konusu işin özellikleri nedeniyle ihtiyaç görülmesi hâlinde ihale aşamasında isteklilerin alt yüklenicilere yaptırmayı düşündükleri işleri belirtmeleri, sözleşme imzalamadan önce de alt yüklenicilerin sitesini idarenin onayına sunmaları istenebilir. Ancak bu durumda alt yüklenicilerin yaptıkları işlerle ilgili sorumluluğu yüklenicilerin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz” hükmü bulunmaktadır. Bu kapsamda alt yüklenici seçim kriterlerinin düzenlenmesine ihtiyaç olduğu düşünülmektedir.” dedi.

Kamu İhale Kurulu kararlarının hem idari yargıda hem de Danıştay nezdinde dava konusu yapılması, uzayan yargı süreci nedeniyle yatırımların aksamasına neden olduğunu ifade eden Kartal işin yapım aşamasında yargı kararıyla sözleşmelerin tasfiyesini ve yatırımların gecikmesinin önlemek için tek kademede ivedi yargılanma gerekliliği büyük önem arz etmekte olduğunu ifade etti.

Kartal yabancı belgelerin 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren Kamu İhale Kurumunca kayıt altına alınmasının doğru bir yöntem olduğu düşünülmekte olduğunu böylece yurt dışı belgelerinin gerçekliliğine yönelik tereddütler ortadan kalkacağını bunun önemli bir husus olduğuna vurgu yaptı.

Altyapı Yatırımları Genel Müdürü Erol Çıtak “En önemli hususu uygun teklifin seçimidir.”

Altyapı Yatırımları Genel Müdür Erol Çıtak da idarelerinin konuya ilişkin uygulamalarını anlattı. Kamu tarafından çeşitli finansman modelleriyle yürütülen ihalelerin şeffaflık, rekabet, gizlilik, güvenilirlilik, kamuoyunun denetimi, ihtiyaçların uygun şartlarda ve uygun zamanlarda karşılanması, kaynakların akılcı ve verimli kullanılması temel ilkeleri olduğunu belirterek yürürlüğe giren Kanun’un 2003 yılından 2013 yılına kadar 27 kez değişerek bugünümüze kadar geldiğini ifade etti ve sözlerini şu şekilde aktardı “Gerçekten bu değişikliklere rağmen ihale öncesinde, ihale aşamasında ve ihale sonrasında da birtakım zayıflıklar, riskler, kırılganlıklar da bertaraf edilemedi ve bu çözüm arama konferanslarıyla da bu bertaraf edilmeye çalışılıyor.” dedi.

Bir projenin realize edilebilmesinin en önemli noktası, uygun bir proje yapmaksa da en önemli hususu uygun teklifin seçimi olduğunu aktaran Çıtak uygun teklifin seçiminin bütün kıstaslar bir araya gelerek kararlılıkla ve netlikle olması gerektiğini ifade ederek ihale aşamasındaki birtakım hususların yapım işlerindeki benzer grupların tebliği, yurt içi ve yurt dışından elde edilen yeterlilik belgelerinin çok sağlıklı denetlenememesi, aşırı düşük sınır değerler, iş artışları, iş azalışları, özellikle ihale aşamasında mahkeme süreçlerinin bu hususların derinlemesine incelenmesinin önemine vurgu yaparak “Mahkeme sürecinde bizim değerlendirmelerimizin ve bizim uygun teklifi seçimimizin mahkeme tarafından nasıl sağlıklı değerlendirildiği konusunda da birtakım endişelerimi taşımaktayım. Bu mahkemelerimizin değerli hâkimlerinin bu değerlendirmelerin içerisindeki kıstaslara ne derece hâkim olduklarını ve bu konuda ne derece konunun derinlemesine eğilebildiklerini ben de merak ediyorum. Bu çerçevede, İNTES organizasyonumuzun bu Konferans’ta yapılacak çalışmaların ihale sürecini incelemesi ve uygulamada karşılaşılan sorunların çözüm önerilerine yönelik 4734 ve 4735 sayılı kanunlarda gerçekten bir uygulamanın sağlıklı yapılmasına önemli çözümler getireceğine İdareler tarafından 2014 yılında yaklaşık olarak 125 milyar, 2015 yılında 150 milyar, 2016 yılında yaklaşık olarak 175 milyarlık bir kamu harcamasının yapıldığı bir montan büyüklüğünü düşünürseniz, bu Çözüm Arama Konferansı’nın ne derece önemli olduğunu hepimiz görmüş oluruz diyerek sözlerini tamamladı.

Hamdi Güleç “Uyuşmazlıklar daha seri bir şekilde çözülmeli”

Açış bölümünde son olarak Kamu İhale Kurumu başkanı Hamdi Güleç söz aldı.

Başkan Güleç sözlerine Kamu İhale Kurumu olarak paydaşlardan gelen görüşlere önem verdiklerine vurgu yaparak başladı.

Kurumun 2016 yılında yaklaşık 174 milyar lira tutarında bir büyüklüğe ulaştığını bu itibarla kamu alımları piyasasını düzenlemekte ve bu alandaki uyuşmazlıkları çözmekte önemli rol oynadığını, kurum bir yandan düzenleme işlevi ile kural koyucu bir rol üstlenirken, diğer yandan inceleme işlevi ile idareler ile piyasa aktörleri arasında çıkan uyuşmazlıkları çözümleyerek niteliği itibarıyla yargı benzeri bir işlev yerine getirmekte olduğu bilgisini paylaştı.

Kamu İhale Kurumu’nun uyuşmazlık çözme işlevini yerine getirirken aday, istekli veya istekli olabileceklerin hukuken korunan hak ve menfaatlerini gözetirken idarelerin ihtiyaçlarının uygun şartlarda ve zamanında karşılanması, kamu hizmetlerinin aksamamasını da dikkate almak, çok hassas bir dengeyi gözetmek ve korumak da durumunda olduğunu altını çizdi.

İtirazen şikâyete konu edilen ihaleler konusunda katılımcılara Güleç şu açıklamaları yaptı “ İhaleyi kazanan istekli ile sözleşme imzalanması, bilindiği gibi kurumumuza yapılan bir itirazen şikâyet başvurusu varsa bunun sonuçlanmasıyla mümkün olabilmektedir. Kurulumuz konuya ilişkin kararını verdikten sonra idareler tarafından sözleşmenin imzalanmasıyla konu kapanmamakta, ilgililer tarafından işin yargıya taşınması, Kurul kararının dava konusu edilmesi söz konusu olmakta ve yargı kararlarına göre de ortaya farklı sonuçlar çıkmaktadır. Bu bağlamda, idare mahkemesi veya Danıştay tarafından Kurul kararının iptal edilmesi hâlinde veya yürütmenin durdurulması kararı verilmesi hâlinde imzalanmış olan sözleşmelerin geçerliliği de bundan etkilenmekte, iptal kararı mevcut durumda sözleşmenin feshiyle sonuçlanan bir duruma götürmektedir. Yargılama sürecinin zaman almasıyla kimi zaman önemli bir kısmının tamamlandığı, işin %70-80 mertebesine ulaştığı projelerde dahi söz konusu mahkeme kararları gereği iş tasfiye edilmekte, yeni yüklenici ile sözleşme imzalanarak iş tamamlanmaya çalışılmakta, bu durumdan ilk yüklenici de yeni yüklenici de memnun olmamakta, ayrıca idare de işin süresinde bitirilmemesi ve yatırımların gecikmesi sebebiyle olumsuz etkilenmektedir. Bu sebeple, en azından belli bir aşamaya gelmiş sözleşmeler yönünden mahkeme kararları sonrasında sözleşmenin feshedilmeyeceği, aynı zamanda hak kaybına uğradığı mahkeme kararıyla tespit edilen firmaların da mağduriyetlerinin giderilebileceği alternatif bir sistemin gündeme getirilmesinin uygun olacağı kanaatindeyiz.”

İhalelere ilişkin davaların sözleşmenin uygulanması sürecinde yarattığı belirsizliğin bir an önce ortadan kaldırılması, gerek idarenin gerek yüklenicinin işin gereği gibi ifasına odaklanması bakımından uyuşmazlığın daha seri bir biçimde sonuçlandırılması gerekliliğini anlatan Güleç, yatırımların süratle ekonomiye kazandırılması, ihalelere ilişkin uyuşmazlıkların çözümünde çok kademeli yargı merci uygulamasının yarattığı mahzurların azaltılması ve yargı sürecinin hızlandırılmasını teminen Kurul kararından sonra, en azından belli tutarın üzerindeki alımlar yönünden doğrudan Danıştaya başvurması yönündeki bir seçeneğin süreci daha etkin hâle getireceğine ilişkin görüşlerini paylaştı.

Güleç sözlerini Kurumun kamu ihale sisteminin iyileştirilmesi ve uygulamada ortaya çıkan sorunların giderilmesi için aktif bir yaklaşım göstererek idareler ve isteklilerle iş birliği içinde özverili bir şekilde çalışmalar yapıldığını bu anlayışla son dönemde önemli çalışmalar yapıldığını ve bundan sonra da yapılmaya devam edileceğini ifade ederek tamamladı.

Konferansın açış bölümünün ardından İNTES Yönetim Kurulu Başkan Vekili Deha Emral’in yönetimindeki panel bölümüne geçildi. Panelde Kamu İhale Kurumu adına Kamu İhale Kurumu İnceleme Dairesi Başkanı Sayın Orhan Seçkin, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü İçme Suyu Dairesi Başkanı Şadiye Yalçın, Karayolları Genel Müdürlüğü Program ve İzlenme Daire Başkanı Kamuran Yazıcı ve Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü adına Genel Müdür Yardımcısı Şamil Kayalak sunumlarını yaptılar.

Toplantı İNTES’in kanununa ilişkin üyelerden gelen görüşlerinin okunması ve kamu ve özel sektör temsilcilerinin sorularının cevaplandırılmasının ardından son buldu.