İNTES-Yüksek Fen Kurulu Konferansı

İNTES- Yüksek Fen Kurulu-YFK Konferansı, 12 Aralık 2017 Salı günü Ankara Sheraton Otel’de düzenlendi. Açış konuşmalarını İNTES Yönetim Kurulu Başkan Vekili Deha Emral ve Yüksek Fen Kurulu Başkanı Mehmet Özkan’ın yaptığı konferansta Yüksek Fen Kurulu üyeleri, Kurul kararları çerçevesinde ihalelerde yatırımcı idareler ile yüklenicileri arasında sözleşme uygulamalarından kaynaklanan sorunları değerlendirdiler.

Emral konuşmasında, Yüksek Fen Kurulu’nun yüz yıllık bir tecrübeye sahip olması nedeniyle sözleşme uygulamalarında uyuşmazlık çözüm kurulu olarak görev almasının, ihale sürecine hız kazandıracağını vurguladı.

Kamu İhale Kanunu kapsamında sözleşme tarafları arasındaki uyuşmazlıklarda mahkemeye ya da tahkim yoluna gidilmekte olduğunu belirten Emral, FDIC sözleşmelerinde, bu uyuşmazlıklarda ancak üçüncü aşamada tahkime gidildiğini, ilk aşamada Uyuşmazlıklar Çözüm Kurulu, ikinci aşamada ise sulh yoluyla çözümün yer almakta olduğunu, Kamu İhale Yasası’na tabi olarak ihale edilen işlerin sözleşme uyuşmazlıklarında birinci ve ikinci aşamanın yer almaması nedeniyle eksik kalan bu iki aşamanın yerinin doldurulması gerektiğine ilişkin görüşlerini açıkladı.

Emral, bu hususun yargının iş yükünü azaltacağını, aynı zamanda usul ekonomisi yönünden de önemli olduğunu, uyuşmazlık çözümü gibi ilk aşamada başvurulacak bir kurula gereksinim olduğunu ifade etti ve “Yüksek Fen Kurulu bünyesinde oluşturulacak bir uzman heyetinin Uyuşmazlık Çözüm Kurulu görevini layığıyla yapacağından kuşku yoktur. Yüksek Fen Kuruluna bağımsız, özerk bir yapı kazandırılarak Uyuşmazlık Çözüm Kurulu görevini üstlenmesi gerektiği kanaatindeyiz.” sözlerini kaydetti.

Yüksek Fen Kurulunun önemli görevlerinden birisinin, her yıl yayınlanan inşaat tesisat iş kalemlerine ait birim fiyatlar olduğunu söyleyen Emral, bu önemli çalışmanın daha kapsamlı bir şekilde piyasadaki reel fiyatlarla uyumlu olması ve gerçek değerleri yansıtması adına geliştirilmesinde fayda olacağının altını çizdi.

Emral, sektör sorunlarının çözümünün, kamu yatırım programlarında belirtilen öncelikli yatırımların zamanında ve kaliteli olarak geliştirilmesini sağlayacağını belirtti ve sözlerini, “Sektör olarak ekonomisi daha güçlü bir ülke için sorumluluklarımızı üstlenmeye hazırız.” ifadesiyle noktaladı.

Açış konuşmalarını yapmak üzere kürsüye davet edilen YFK Başkanı Mehmet Özkan, İNTES’in sektör sorunlarına dikkat çekmek adına önemli toplantılar düzenlediğini söyleyerek sözlerine başladı.

Özkan, YFK’nın çalışmalarından söz ederken şu sözleri kaydetti: “Bilindiği üzere, kamuyla ilgili yatırımlar ihale yoluyla yapılmakta, ihale yoluyla yapıldığı için de olayın bir tarafında kamu, bir tarafında da yüklenici bulunmaktadır. Dolayısıyla yapılan yatırımların büyüklüğünü dikkate aldığımızda, bu alanın, bir kuruluş tarafından disipline edilmesinin önemi ortaya çıkmaktadır. Bu sebeple kamu yatırımlarının gerçekleşmesine yönelik yapılacak ihaleler ile ihale sonrası sözleşmeye bağlanan işlerin hedeflenen sürede ikmal edilebilmesi için tarafların eşitlik ilkesini ön planda tutan, değişen dünya şartlarına duyarlı, rekabetçi, uygulanabilir ve şeffaf bir kanun ve mevzuatının hazırlanıp yürürlüğe konulması büyük önem arz etmektedir.”

Özkan, Yüksek Fen Kurulunun, sözleşmenin uygulanması sırasında meydana gelen yeni birim fiyat tespitine yönelik anlaşmazlıklarda, mevzuatın verdiği yetkiyle, tarafları bağlayıcı şekilde karar verilmesinde görev almakta ve sözleşmenin uygulanması sırasında taraflar arasında meydana gelen anlaşmazlıklar konusunda, taraflara yol gösterici tavsiye niteliğinde görüş ve kararlar vererek kamu adına bir çeşit ombudsmanlık veya arabuluculuk görevini yerine getirmekte olduğundan söz etti.

İNTES gibi birçok sivil toplum kuruluşunun da Yüksek Fen Kurulunun tavsiye niteliğindeki kararlarının bağlayıcı olması için yasal düzenleme yapmasını istediğini belirten Özkan, YFK’nın sözleşme sonrası uygulama anlaşmazlıkları hususlarındaki görevi dışında, teknik şartname, yapı yaklaşık birim maliyeti ve proje artış katsayılarını tespit etme görevlerinin bulunduğu gibi kamu denetimi ve maliyet hesaplamasında kullanılmak üzere her yıl güncelleyerek yıllık birim fiyat kitabı yayınlama görevi de bulunduğunu aktardı.

Özkan, Yüksek Fen Kuruluna yapılan başvuruların hangi hususları içerdiğini ve uygulama alanında sözleşme sonrası yaşanan anlaşmazlıkların neler olduğu konusundaki anlaşmazlıkları şu şekilde gruplandırdı:

İhale öncesi idarece hazırlanan uygulama projesinin, isteklilerin tam ve eksiksiz olarak teklif vermelerine uygun nitelikte olmadığından dolayı, uygulama sürecinde meydana gelen anlaşmazlıklar.
İdarelerin KİK mevzuatına ve tip sözleşmelere uygun olmayan genelge başlığı adı altında uygulamaya yönelik birtakım mevzuat hazırlamalarından kaynaklanan anlaşmazlıklar.
İş yeri tesliminde idareden kaynaklanan gecikmeler nedeniyle işin, iş bitim tarihinde revizeler oluşmakta ve bu durumda çalışılmayan günler, ötelenen süre, yıllara sari olmayan durum, ödenek durumu, revize iş programı, fiyat farkı gibi konularda idareler ile yükleniciler arasında meydana gelen anlaşmazlıklar.
Uygulama sürecinde idarelerce projelerin yükleniciye geç teslim edildiği, proje değişikliği gerektiren durumlarda bu değişikliği yaparak veya yapım koşullarını belirleyerek yükleniciye yapım talimatı verilmesi gerekirken, “Sen yap sonra bakarız” talimatının geliştiği, bu hususlardan kaynaklı ilave süre verilmesi ve yapımından vazgeçilen iş kalemleri ile sonradan yapımına karar verilen iş kalemlerine yeni fiyat tespit edilmesinde yaşanan aksaklıklar.
İş programının yükleniciler veya idarelerce düzenlenmemesi, hatalı düzenlenmesi ya da iş programının geç hazırlanması veya hiç hazırlanmaması ile teknik personel bildiriminin geç verilmesi durumunda ne tür bir işlem yapılacağına dair kanun, sözleşme ve eklerinde herhangi bir düzenleme mevcut olmadığından yaşanan aksaklıklar.
İhale yapılmadan önce, idarelerin ihale sonrası işin öngörüldüğü sözleşme uygulama sürecinin öngörülen şekilde gerçekleşmemesi hâlinde sözleşmedeki – örneğin, fiyat farkı gibi- ihale öncesi idarelerin tercihine bırakılan ve uygulama sürecine göre hatalı olarak tevcih edilen hükümlerin taraflardan birinin mağduriyetine neden olması hususunun yarattığı anlaşmazlıklar.
Özkan, sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Hiç kuşkusuz, bu alanı disipline etmek için yürürlüğe konulan mevzuat, en mükemmeli olsa dahi yine de taraflar arasında anlaşmazlık olasıdır. Ancak Yüksek Fen Kuruluna gelen görüş ve talepler doğrultusunda anlaşmazlık konularının bizde yarattığı intiba, aktardığım anlaşmazlık konularıyla ilgili kanun ve mevzuatının ilgili maddelerinde gerekli açık ve net düzenlemelerin yapılması gerektiği yönündedir.”

Açış konuşmalarının ardından, iki oturumda gerçekleşen oturumlar, Avukat-İnşaat Mühendisi Ali Rıza Yücel tarafından yönetildi.

Panelin birinci oturumunda, YFK üyesi Levent Tüzen, Sözleşmede Bulunmayan İşlerin Fiyatının Tespiti, İş Artış ve Eksilişi; Yüksek Fen Kurulu üyesi Hüseyin Çelik, Eserin Teslimi, Geçici ve Kesin Kabul ve Kesin Hesap; Kamu İhale Kurumu Hukuk İşleri Daire Başkanı İbrahim Baylan, Kamu İhaleleri Sözleşmeleri Uygulamaları konusunda sunumlar yaptılar.

Sözleşmede Bulunmayan İşlerin Fiyatının Tespiti, İş Artış hususlarına açıklama getiren Tüzün, yapım işlerinde proje ve imalatların çok sık değişmesinin iş artışı-azalışı hesabının yapılması sonucunu ortaya çıkardığını aktardı ve söz konusu değişikliklerin nedenlerinin, projelerdeki hata ve eksikliklere bağlı olabildiği gibi işler devam ederken imalat, malzeme kollarında ortaya çıkan teknolojik gelişmelere de bağlı olabildiğini açıkladı.

Anahtar teslimi götürü bedel işlerde, proje değişikliklerine bağlı olarak ilk projede yer almayan bir kısım ilave işlerin yapılmasının, bir kısım imalatların yapımından vazgeçilmesi ve ilk projede yer alan iş kalemlerinin miktarlarında artış olması sonuçlarının da ortaya çıkabildiğini ifade eden Tüzün, bu durumda, artan veya azalan imalatlar için yeni birim fiyat yapılmasının gündeme geldiğini söyledi.

Tüzün, idarelerin yetkilerine ilişkin düzenleme ve değişikliklerden söz ederken ihaleye esas uygulama projelerinde değişiklik yapılmasında idarenin yetkisinin sınırsız olmadığından, ihaleye esas projede değişiklik yapılmaksızın işin tamamlanmasının fiilen imkânsız olması ve bu değişikliğin de ihale öncesinde öngörülmez olması hususunun proje değişikliklerinde dikkate alınması gerektiğini açıkladı.

İş artışıyla ilgili diğer bir şartın, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 21. maddesinde belirtilen sınırlar içerisinde kalması gerektiğini ifade eden Tüzün, iş artışının projede öngörülmeyen nedenlere dayalı olarak ortaya çıkması gerektiğini söyledi ve ilave işlerin aynı sözleşme kapsamında aynı yükleniciye yaptırılabilmesi için gerekli olan koşulların neler olduğunu ayrıntılı olarak anlattı.

Tüzün, rayiçlere ilişkin açıklamalarda da bulundu ve rayiçler belirlenirken mümkün olan tahkik ve karşılaştırmaların yapılması ve kamu menfaati de gözetilerek en uygun olanların seçilmesi gerektiğini, uygulanan rayiçlerin neden tercih edildiğini açık ve detaylı olarak gerekçeleriyle birlikte ortaya konulmasının önemli olduğunu, yeni birim fiyatın analiz ve rayiç belirleme safhasında yapı denetim görevlilerinin ve yüklenicinin birlikte çalışmasının önemine değindi.

Eserin Teslimi, Geçici ve Kesin Kabul ve Kesin Hesap konulu sunumunu yapmak üzere YFK üyesi Hüseyin Çelik söz aldı.

Çelik, eserin teslimine ilişkin olarak Yapım İşleri Genel Şartnamesinde işin teslim etme ve teslim alma şekil ve şartları hususunda özel bir düzenlemeye yer verilmediğini, bu konuda yapılacak uygulamalara yönelik; kesin hak ediş raporu ve hesap kesilmesi, geçici kabul, kesin kabul, kesin hesap, kesin teminatlar, teminat süresi, teminat süresindeki bakım ve giderler, kesin teminatların iadesi ile sözleşmenin feshi ve tasfiye işlemlerine ilişkin düzenlemeler yapıldığından söz etti.

Geçici kabul konusunda 4735’teki hükümlerden bahsederek Tip Sözleşme Tasarısı’nda atıf yapılan Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 41. maddesinde yer verilen geçici kabul işlemlerine ait hükümlerin de geçici kabul işlemlerinin idarelerce kurulacak komisyonlar tarafından gerçekleştirileceğinin belirtilmekte olduğunu, ayrıca 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 7. maddesinde denetim, muayene ve kabul işlemleri hükümlerine yer verildiğini söyledi.

Çelik, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin kesin hak ediş raporu ve hesap kesilmesi başlıklı 40’ıncı maddesinde, birim fiyat, anahtar teslimi götürü bedel ve karma esaslı sözleşmelerde uygulanacak kesin hesap esaslarına değindi.

Kesin kabulle ilgili uygulamada sıkıntıların YFK’ya çok gelmediğini belirten Çelik, ancak kesin hesapların yapılması, teminatların iadesi gibi hususlarda zaman zaman sorular geldiğini söyledi.

Kesin Teminat ve İade Şartları, Teminat Süreleri, Kesin Hesap Kesintisi ve Kesin Hesap Teminatı, Kesin Hesap Fazlasının Ödenmesi, Çelik’in sunumunda açıklama getirdiği hususlar oldu.

Kamu İhale Kurumu Hukuk İşleri Dairesi Başkanı İbrahim Baylan ise Kamu İhale Sözleşmeleri Uygulamaları konulu sunumunu gerçekleştirdi.

İbrahim Baylan, sözleşme uygulamalarına ilişkin olarak kamu kurumları ve özel sektör tarafından kuruma gelen görüşler çerçevesinde yaşan sorunları genel çerçevede değerlendirmeye alarak son olarak Sayıştay denetimine konu olana hususlara sunumunda yer verdi.

Baylan, ihale süreci kadar daha önemli olan bir başka konunun, sözleşme yönetim süreci olduğunu açıkladı. İdare ve yüklenicinin sözleşmeden beklentilerini karşılayabilmeleri için iyi bir sözleşme yönetimine ihtiyaç duyduklarının açık olduğunu ifade eden Baylan, iyi bir sözleşme yönetimi için ise öncelikle imzalanan sözleşmelerin ve sözleşme eklerinin iki tarafın hak ve yükümlülüklerini dengelemesi, fiyat değişim mekanizmalarını içermesi ve ortaya çıkması muhtemel sorunlara çözüm üretecek şekilde tasarlanmış olmasının önem arz etmekte olduğuna vurgu yaptı.

4734 sayılı Kanun’un getirdiği en önemli değerin, idarelerin tam ve eksiksiz doküman ile ihaleye çıkması, ödeneğin zamanında temin edilmesi, isteklilerin bu dokümana ilan süresi içerisinde bakması, incelemesi, varsa eksik ve hataları 4734 sayılı Yasa’nın 29. maddesine göre idareye iletmesi ve ihale süreci içerisinde teklif almadan önce bu eksik ve hatalar giderildikten sonra teklif alınması ve o aşamada bu sorunların çözülmesinin hedeflendiğini belirten Baylan, “Ancak gelinen noktada görüyoruz ki Kanun’un getirdiği bu hedefin yeteri kadar uygulanmadığını, ihale sürecinde çözülmesi gereken sorunların sözleşme sürecine ötelendiğini, bu da sözleşmelerin uygulanması aşamasında daha derin sorunlarla karşılaşmamıza neden olduğunu göstermektedir.” dedi.

Baylan, Kamu İhale Kurumunun yaptığı düzenlemelerin sorunlara yol açtığı eleştirilerine karşılık şu ifadeleri kullandı: “Kurum olarak düzenleme yaparken hep göz önünde tuttuğumuz nokta, olabildiğince herkes için genel ortak kurallarla çözmek, idarelerin hareket alanlarını kısıtlamamak ve en önemlisi, sözleşme imzalandıktan sonra tarafların hareket alanlarına müdahil olmamak… Çünkü sözleşme dediğimizde, ihale süreci kadar net ve kesin süreçlerden bahsetmiyoruz, pek çok farklı risklerle karşılaştığımız bir alan. Burada da tarafların genel hukuk kurallarına yani 4734, 4735 ve ikincil mevzuata aykırı olmamak koşuluyla kendi çözümlerini üretmelerine imkân tanıyacak düzenlemeler yapmak istiyoruz. Bu nedenle yapacağımız düzenlemelerde de bugüne kadar yaptığımız düzenlemelerde de bunu gözetmeye çalışıyoruz.”

İkinci bölümde, Yüksek Fen Kurulu Üyesi Hayrettin Yılmaz, Süre Uzatımı Ödeneği Aktarması, Fiyat Farkı, Hak Edişin Geç Ödenmesi Nedeniyle Süre Uzatımı Verilmesi; Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ferhat Canbolat, Kamu İhale Sözleşmelerinde Cezai Şart ve Uygulaması; Aşırı Fiyat Artışları Sebebiyle Kamu İhale Sözleşmelerinin Uyarlanması ve Feshi konusunda ise Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Seçkin Topuz sunumlarını gerçekleştirdi.

Yüksek Fen Kurulu üyesi Hayrettin Yılmaz, Eserin Teslimi Geçici ve Kesin Kabul ve Kesin Hesap konularına değinerek ilave işlerin yapılması söz konusu olduğunda; süre uzatımı belirlenirken gerekli sürenin yalnız sözleşme süresi ve bedelinden hareketle hesaplanmasının her zaman doğru sonuç vermediğini, bu itibarla süre uzatımını ilgilendiren sözleşme kapsamındaki imalatlar ile ilave işlere ait imalatların; teknik ve standartlarına uygun olarak asgari yapılabilirlik süreleri ile kullanılacak malzemenin temininde siparişe veya diğer unsurlara bağlı olarak özel bir süre gerektiriyorsa bununla ilgili sürelerin de süre uzatımının belirlenmesi sırasında göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtti.

Doğal afetler, kanuni grev, genel salgın hastalık, gerektiğinde Kamu İhale Kurumu tarafından belirlenecek benzeri diğer hâllerin mücbir sebep nedeniyle süre uzatımı verilebilecek haller olduğunu ifade eden Yılmaz, mücbir sebep olarak kabul edilecek durumun yüklenicinin kusurundan kaynaklanmamış olması, taahhüdün yerine getirilmesine engel nitelikte olması, yüklenicinin bu engeli ortadan kaldırmaya gücünün yetmemesi, mücbir sebebin meydana geldiği tarihi izleyen yirmi gün içinde yüklenicinin idareye yazılı olarak bildirimde bulunması ve yetkili merciler tarafından belgelendirilmesinin zorunlu olduğu bilgisini aktardı.

Yılmaz, öngörülemeyen durumlar nedeniyle bir iş artışının zorunlu olduğu hâllerde, ilave işin gerektirdiği ek sürenin yükleniciye verileceğini ifade etti ve mücbir sebepleri ve/veya idarenin sebep olduğu hâllerden dolayı işte sorumluluğu yükleniciye ait olmayan gecikmelerin meydana gelmesi hâlinde, durum idarece incelenerek işi engelleyici sebeplere ve yapılacak işin niteliğine göre işin bir kısmına veya tamamına ait süre uzatımı verilebileceği bilgisini verdi.

Doç. Dr. Ferhat Canbolat, Kamu İhale Sözleşmelerinde Cezai Şart ve Uygulaması konusu kapsamında, genel olarak inşaat sözleşmesini, cezai şartı ve kamu ihale inşaat sözleşmelerinde cezai şart konularına açıklama getirdi.

Canbolat, eser sözleşmeleri esasında herhangi bir şekle tabi olmadığını, Kamu İhale Kanunu’na tabi bir sözleşme yapılıyorsa bunun resmî şekilde yapılması gerektiğini belirterek tarafların hakları ve borçları hakkında bilgi verdi.

Ceza koşuluna ilişkin olarak borçlunun alacaklıya karşı mevcut bir borcu hiç ifa etmemesi, zamanında ifa etmemesi hâlinde ödemeyi üstlendiği ekonomik bir değer olarak karşımıza çıkmakta olduğunu aktaran Canbolat, kamu ihale inşaat sözleşmelerinde bu değerin para olarak kararlaştırıldığını söyledi.

Canbolat, cezai şartın türlerini kapsamlı şekilde anlatırken kamu ihale inşaat sözleşmelerinde karşılaşılan cezai şart türünün ekseriyetle ifaya eklenen cezai şart olduğunu, Yapım İşleri Genel Şartnamesinde ve tip sözleşmelerde de bu şekilde bir cezai şart türü görülmekte olduğu bilgisini verdi.

Cezai şartın talep edilebilmesi için gerçekleşmesi gerekli olan şartlar, cezai şart ile zarar arasındaki ilişki, kamu ihale mevzuatına tabi inşaat sözleşmelerinde cezai şartın nasıl uygulanacağı Canbolat’ın değindiği konular oldu.

Canbolat, kamu ihale inşaat sözleşmeleri bakımından önem taşıyan bir noktaya özellikle işaret ederken, “Burada borcun ne olduğunun belirlenmesi büyük önem taşıyacaktır. Dolayısıyla hangi borca aykırılık hâlleri için cezai şart öngörüldüğünün tespit edilmesinde büyük önem vardır.” dedi.

Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Seçkin Topuz, Aşırı Fiyat Artışları Sebebiyle Kamu İhale Sözleşmelerinin Uyarlanması ve Feshi konusundaki sunumunu gerçekleştirdi.

Topuz, sözleşme yapıldığı zaman, idare ile yüklenici arasında, çoğunlukla anahtar teslimi götürü bedel üzerinden sözleşme akdedilmekte olduğunu böyle bir durumda yüklenicinin sözleşmenin yapılmasıyla alakalı tüm riskleri yani sonradan ortaya çıkacak her türlü riski üstlendiğini, her türlü maliyet artışını da üstlenmiş olduğunu ifade ederek, “Yani bunların tamamının rizikosu kime aittir? Yükleniciye aittir.” dedi.

Malzeme fiyatlarında, tedarik masraflarında aşırı miktarda fiyat artışları gerçekleştiği dönemlerde kararnameler çıktığını bu kararnamelerde sözleşmenin imzalanmasından sonra aşırı fiyat artışları sebebiyle yükleniciye ek fiyat ödemesinin fiyat farkı kararnameleriyle düzenlediğini ancak bugün için müteahhitlerin benzer beklentileri olmasına rağmen henüz gerçekleşmiş olmadığını ifade etti.

Böyle bir kararnamenin çıkmaması hâlinde sözleşmeyle alakalı uyarlama, yasa koyucunun uyarlaması, yargısal uyarlamalar yapılabileceğinden söz eden Topuz, aşırı ifa güçlüğü durumunda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda sözleşmenin uyarlanmasının şartlarının düzenlendiği ve sözleşmenin uyarlanması için ortada geçerli bir sözleşme olması ve anahtar teslimi götürü bedel üzerinden kararlaştırılan bir sözleşme olması gerektiğini belirtti. Ayrıca Kamu İhale Sözleşmesi Kanunu’nun 10. maddesinde belirtilen mücbir sebeplerle de sözleşmenin feshi ya da süre verilebileceğini açıkladı.

Sözleşmenin uyarlanması bakımından yani sözleşmeye olumsuz etki etmesinde yüklenicinin bir kusurunun olmaması gerektiğini ifade ederken şu örnekle sözlerini destekledi: “Diyelim ki fiyat artışları gerçekleşmeden önce zamanında malzemeleri alıp bir köşeye koyma imkânı varken, bunu yapmamış ise işi geciktirmiş ise bu müteahhidin, yüklenicinin kusuru olacaktır. Dolayısıyla bu hükümler çerçevesinde sözleşme uyarlanması imkânı olmayacaktır.”

Konuya ilişkin ayrıntılı bilgiler veren Prof. Dr. Topuz’un açıklamalarının ardından soru cevap bölümüyle konferans son buldu..